Nahide Opuz 1972 yılında Diyarbakır'da doğmuş, 1995 yılında ise kocası olacak H.O. ile 5 yıllık beraberliğin ardından evlenmiştir. 12 Kasım 1995 ila 2002 yılları arasında toplamda 36 kez evet 36 kez, kocasının kendisine şiddet uyguladığını söyleyerek devlete şikayette bulunmuştur. Yani ortalamaya vurursak senede en az 5 kere... Hatta ve hatta 1996 yılında yani evlendikten 1 yıl sonra H.O. Nahide Opuz'u Ölümüne sebebiyet verecek kadar dövmüş. Darp ve Cinayete teşebbüsten, delil yetersizliği ile serbest bırakılan H.O. eşine şiddet göstermeye devam etmiştir...
NOT: İstanbul Sözleşmesi der ki;
İstanbul Sözleşmesi; mahkeme sürecinde konunun delillendirilmesi uzun sürdüğünden, mağdura hızlı bir şekilde koruma sağlamaktadır.
Bu da koruma tedbiri ve uzaklaştırma kararı denilen, şiddet eğilimi gösterdiği düşünülen kişi ile mağdurun bir araya gelmemesini sağlamaktadır.
Ve ayrıca şiddet eğilimi gösteren tarafın, bu karara mağduriyet yaşamaması amacıyla itiraz hakkı her zaman mevcuttur...
Bu şikayetlerin gerekçeleri arasında, darp, bıçakla yaralama ve hatta bir kez de araçla ezmeye teşebbüs vardır.
Bu süreç içerisinde bazı şikayetler geri çekilmiştir fakat araçla ezme teşebbüsünden dolayı H.O. 3 ay hapis cezası alır... 3 ay ne lan!!!!... Sonrasında bu ceza da para cezasına çevrilir.
11 Mart 2002 yılında Nahide Opuz ve Annesi İzmir'e yerleşerek bu olaydan uzaklaşmaya karar verirler. Ancak eşyalarını yükledikleri araç H.O. tarafından önleri kesilmek suretiyle durdurulur... Sonuç olarak H.O.'nun açtığı ateş sonrasında Nahide Opuz'un annesi öldürülür. Nahide Opuz'un açtığı boşanma davası Annesi ÖLDÜRÜLDÜKTEN sonra sonuçlanır ve boşanma gerçekleşir... Bu Cinayet konusunda ise dava kamu davası olarak 13 Mart 2002 yılında açılır...
Aslına bakarsanız süreç falan yok... 2008 yılında dava sonuçlanır ve H.O. kayınvalidesini öldürmekten 25 yıl 10 ay hapis ve 180 Yeni Türk Lirası yani 180 LİRA! para cezasına çarptırılan H.O., tutuklu kaldığı süre ve kararın temyiz mahkemesince inceleneceği gözönünde bulundurularak, SERBEST BIRAKILDI!!!.
Burada bir parantez daha açmak zorundayım, Türk Ceza Kanunu'nda 107/2 diye bir madde var. Bu madde Türkiye Cumhuriyeti'nde 1 Nisan 2005 geçici maddesi olan 5328 sayılı kanun dolayısıyla Müebbet Hapis isteminin sadece 24 yıl olmasına yol açmaktadır. Yani H.O.'nun sadece 6 yıl tutuklu kalıp çıkmasını 2005 yılı Nisan ayındaki bu hükme dayandırılabilir.
11 Mayıs 2011 yılında yani bu olaylar ve daha bir çokları yaşanırken, bizim bildiğimiz adıyla İSTANBUL SÖZLEŞMESİ, İstanbul’da oylamaya açılmış ve Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadele Hakkındaki Avrupa Konseyi Sözleşmesi, 1 Ağustos 2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
O 3 yılda karar verilene kadar toplamda 853 Kadın öldürüldü. Yani yılda ortalama 284 kişi...
Ancak burada yasada Türkiye Cumhuriyeti'nn hakkını yememek lazım, Kağıt üzerinde dahi olsa; İmza atacak olan
Her Ülkenin, sözleşme maddelerine çekince koyma hakkı bulunurken, Türkiye Cumhuriyeti hiçbir çekince koymadan sözleşmeyi imzalamış ve bunu yapan İLK devlet olmuştur.
Türkiye Cumhuriyeti, Sözleşme'yi 11 Mayıs 2011 tarihinde imzalamış, 14 Mart 2012 ise tam olarak yürürlüğe koymuştur. Ancak maalesef bu ülkede, Teori ve Pratik hiç bir zaman tutmamıştır...
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi oybirliğiyle, Türkiye'nin şiddet gören bir kadını, savcılığa başvurduğu halde, kocasından koruyamayarak ayrımcılık yaptığına hükmetti. Bu yüzden Ankara'nın, Nahide Opuz'a' 36 bin 500 Euro ödemesine karar verildi.
Nahide Opuz ismini değiştirdi, bir başka soyadı ile yaşamına devam ediyor... Ancak bu yaşanması gereken bir hayat mıdır? Tek sefer geldiğin bu dünyaya böyle bir rezaletle, annenin gözlerinin önünde ölmesiyle, çocuklarının karşınında dayakla, zulümle veyahut senin fikrine, cismine, düşüncene, görünüşüne, hiç olmadı varoluşuna değer mi?
Ülkenin AİHM ve Dünya karşısında düştüğü rezil duruma, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bize bıraktığı bu Ülkenin haysiyetine, değerlerine, gücüne, modernliğine, güzelliklerine ihanet etmeye değer mi?
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YAŞATIR!!!
Çekin pis ellerinizi kadınların, erkeklerin, çocukların, yaşlıların üzerinden...
